Yerinde mimarlık danışmanlığı, bir mekanı kağıt üstünde planlamaktan çok daha fazlasını anlatır. Bir arsanız var. Belki de eski bir evinizi baştan aşağı yenileyeceksiniz. Kafanızda bazı hayaller, bazı istekler var. Fakat bunları gerçeğe dökmek, kağıt üzerindeki bir plana sığdırmak her zaman kolay değildir. Çoğu zaman, ofiste çizilen planla arsanın gerçekleri birbiriyle örtüşmez. Bu sebeple, işin en başında atılacak bir adım, tüm inşaat işinin seyrini değiştirir. Bu adım, mimarın arsayı bizzat görmesi, oranın havasını soluması ve mekanı hissetmesidir. Doğru bir proje çizim süreci ancak bu şekilde işler.
Bir mimarın ofisinde oturup haritalara bakmasıyla, arsaya gidip toprağa basması arasında dağlar kadar fark bulunur. Arsanın eğimi, güneşin hangi yönden vurduğu, manzaranın nerede yoğunlaştığı, komşu binaların konumu gibi detaylar, projenin ana karakterini belirler. Yerinde mimarlık danışmanlığı alındığında, mimar bu verileri bizzat toplar. Bu sayede, “keşke şu pencere biraz daha yanda dursaydı, manzarayı kaçırıyoruz” veya “bu oda günün hiçbir saati güneş almıyor” gibi pişmanlıkların önüne geçilir. Mekanı yerinde görmek, sadece teknik bir ölçüm değil, aynı zamanda oranın ruhunu kavramaktır.
Yerinde Danışmanlık Neden Bu Kadar Değerli?
Bir mimari projeye başlarken en büyük hata, arsanın kendine has özelliklerini göz ardı etmektir. Bir katalogdan beğenilen villa projesini alıp, doğrudan kendi arsanıza oturtmaya çalışmak, genellikle hayal kırıklığı yaratır. Çünkü o proje, sizin arsanız için tasarlanmamıştır. Sizin arsanızın bir eğimi olabilir. Belki kuzeye bakıyordur, belki de harika bir vadi manzarasına sahiptir.
Yerinde mimarlık danışmanlığı başlar. Mimar, araziye geldiğinde sadece ölçüm yapmaz. Güneşin doğuşundan batışına kadar binanın nasıl ışık alacağını hesaplar. Rüzgarın hangi yönden estiğini, araziye girişin nereden daha mantıklı olacağını belirler. Çevredeki yapılaşma, yol gürültüsü veya tam tersi doğanın sessizliği gibi etkenler, tasarımın ana kararlarını doğrudan etkiler. Bu ilk keşif, projenin sağlam temeller üzerine oturmasını sağlar. Çizimler başlamadan yapılan bu keşif, ileride çıkacak büyük masrafları ve geri dönülemez hataları engeller.
Proje Çizim Süreci Nasıl Başlar?
Her şey, mimar ve işverenin arsa üzerinde yaptığı ilk toplantıyla şekillenir. Bu, sıradan bir tanışma toplantısı değildir. İşin mutfağına girilen ilk andır.
İlk buluşma ve arsayı görme
Mimar, işvereni dinler. Ne istediğini, hayalinin ne olduğunu, nasıl bir yaşam tarzı benimsediğini anlamaya çalışır. Bu sırada gözü sürekli arazidedir. İşverenin hayalleri ile arazinin sunduklarını kafasında birleştirmeye başlar. Ankara’da mimarlık arayışı içindeyseniz, seçeceğiniz ofisin sizinle birlikte arsaya gelip gelmeyeceğini sormanız bu yüzden kritiktir.
Örneğin Çayyolu mimarlık ofisleri, bölgenin arazi yapılarına ve imar durumlarına hakimdir. Bu hakimiyet, daha ilk görüşmede bile gerçekçi bir yol haritası çizilmesine olanak tanır. Mimar, araziyi gezerken notlar alır, fotoğraflar çeker ve arazinin avantajlarını, dezavantajlarını belirler.
İhtiyaç listesi ve ön taslak
Arsa görüldükten sonra, sıra ihtiyaç listesine gelir. Kaç oda olacak? Mutfak açık mı, kapalı mı planlanacak? Çalışma odası, kiler, misafir tuvaleti gibi alanlara ihtiyaç var mı? Bütçe ne kadar? Hangi tarz (modern, klasik, minimalist) tercih ediliyor?
Tüm bu soruların cevapları, mimarın ilk eskizlerini, yani ön taslağı hazırlaması için bir program ortaya koyar. Bu taslak, henüz teknik detayları olmayan, sadece mekanların birbiriyle ilişkisini ve binanın arsa üzerindeki yerleşimini gösteren kabaca bir çizimdir. İşveren bu ilk taslağı görür ve “evet, istediğim buydu” veya “şurayı biraz değiştirelim” der. Bu karşılıklı konuşmalar, proje olgunlaşana dek devam eder.
Detaylı Çizim Aşamaları
Ön taslak üzerinde anlaşıldıktan sonra, işin teknik ve görsel detaylandırması başlar. Proje çizim süreci burada hızlanır ve somutlaşır.
Avan proje (Ön proje)
Avan proje, o ilk karalamaların ölçekli hale getirilmiş şeklidir. Kat planları netleşir. Duvarların yerleri, kapı ve pencerelerin konumları aşağı yukarı belli olur. Bu aşama, projenin belediyedeki ilgili birimlere (imar müdürlüğü gibi) sunulup ön onay alınması için de bir temel teşkil eder. İmar yönetmeliğine aykırı bir durum olup olmadığı bu aşamada kontrol edilir.
İşveren, bu planlara bakarak mekanların büyüklüklerini, birbiriyle bağlantılarını daha net görür. “Salon beklediğimden küçük kalmış” veya “çocuk odasının penceresi daha büyük olabilir” gibi düzeltmeler bu aşamada yapılır. Değişiklik yapmak en kolay ve en masrafsız bu aşamadadır.
Kesin proje ve 3 boyutlu görseller
Avan proje onaylandıktan sonra kesin projeye geçilir. Artık planlar netleşmiştir. Mimarlar bu aşamada, projenin bitmiş halini gösteren 3 boyutlu çizimler hazırlar. Bu, işverenin projeyi en iyi kavradığı yerdir. Çünkü herkes iki boyutlu kat planlarını okumakta zorlanabilir.
Fakat 3 boyutlu çizimler, binanın dış cephesinin nasıl görüneceğini, iç mekanlarda ışığın nasıl dolaşacağını, mobilyaların nasıl yerleşeceğini adeta bir fotoğraf gibi gösterir. Malzeme seçimleri (dış cephede taş mı, ahşap mı; içeride parke mi, seramik mi) bu görseller üzerinde kararlaştırılır. Renk denemeleri yapılır. Bu görseller, inşaat bittiğinde elinize ne geçeceğini net bir biçimde ortaya koyar. Sürprizlere yer bırakmaz.
Profesyonel Bir Ekiple Çalışma
İyi bir proje çizim süreci yönetmek, sadece güzel resimler çizmek değildir. Bu iş; teknik bilgi, tecrübe, yönetmeliklere hakimiyet ve iyi bir koordinasyon ister. Bir mimarlık ofisi ile çalışmak, tüm bu parçaların birbiriyle uyumlu ilerlemesini sağlar. Mimarlar, mühendisler (inşaat, makine, elektrik) ve peyzaj mimarları birlikte çalışarak projeyi bir bütün olarak ele alır.
Biz Tint Mimarlık olarak bu işe tam da böyle bakıyoruz. Ankara Çayyolu merkezli bir mimarlık ofisiyiz. Mimari ve kentsel tasarım işleri yapıyoruz. Konut, ofis, villa projelerinden çevre düzenlemesine kadar geniş bir alanda çalışıyoruz. Bizim için estetik, işlevsellik, sağlamlık ve sürdürülebilirlik bir bütündür. İnsanı merkeze alan bir tasarımımız var. 3 boyutlu çizimler, maliyetlendirme ve şeffaf raporlama ile müşterilerimizin hayallerindeki mekanları yapmayı amaçlıyoruz. Sadece Ankara’da değil, İzmir, Eskişehir ve Muğla gibi yerlerde de modern tasarımlarımızla bulunuyoruz. İyi bir proje çizim süreci için bizimle her zaman konuşabilirsiniz.
Uygulama Projesi ve Teknik Detaylar
Kesin proje ve 3 boyutlu çizimler onaylandıktan sonra, sıra uygulama projelerine gelir. Bu, inşaatı yapacak olan ekibin (ustaların, kalfaların) okuyacağı teknik planlardır. Binanın nasıl inşa edileceğini en ince ayrıntısına kadar tarif eder.
Uygulama projesi birçok parçadan meydana gelir:
- Mimari uygulama projesi: Duvar kalınlıkları, tavan yükseklikleri, merdiven detayları, kapı-pencere açılış yönleri, malzeme detayları gibi tüm mimari bilgileri barındırır.
- Statik proje: Binanın taşıyıcı sistemini (kolonlar, kirişler, temeller) gösterir. İnşaat mühendisleri tarafından hazırlanır ve binanın depreme, yüke dayanıklılığını hesaplar.
- Elektrik projesi: Prizlerin, lambaların, anahtarların yerleri, sigorta kutusunun konumu, kablo yolları gibi tüm elektrik altyapısını elektrik mühendisleri çizer.
- Mekanik (Tesisat) projesi: Temiz su, kirli su borularının nereden geçeceği, ısıtma sisteminin (radyatör, yerden ısıtma) nasıl kurulacağı, havalandırma kanalları gibi detayları makine mühendisleri planlar.
Bu projeler olmadan inşaata başlamak, gözü kapalı araba sürmeye benzer.
Yerel Yönetmelikler ve İmar Durumu
Yerinde mimarlık danışmanlığı almanın en büyük faydalarından biri de imar yönetmelikleridir. Her belediyenin, hatta aynı belediye içinde farklı mahallelerin bile kendine has imar kuralları vardır.
Çayyolu’nda bir villa projesi yapacaksanız, oradaki imar planına uymak zorundasınız. Bina yüksekliği ne kadar olabilir? Arsaya ne kadar yaklaşabilirsiniz (çekme mesafeleri)? Arsanın ne kadarlık bir kısmına inşaat yapabilirsiniz (TAKS, KAKS)? Çatı eğimi nasıl olmalı?
İyi bir mimar, bu kuralları en başından bilir. Projeyi bu kurallara uygun çizer. Böylece belediyeden ruhsat alma aşamasında zaman kaybetmezsiniz. Çizilen proje, hayalinizdeki gibi güzel ama aynı zamanda yasal olur. Ruhsat alamayan bir proje, sadece kağıt israfıdır.
Maliyetlendirme ve Bütçe Kontrolü
Proje çizim süreci devam ederken, bütçe konusu sürekli masada kalmalıdır. Mimarın sorumluluklarından biri de işverenin bütçesini korumaktır. Hayaller sınırsız, bütçeler ise genellikle sınırlıdır.
Mimar, malzeme seçimlerinde alternatifler ortaya koyar. Örneğin, ithal bir mermer yerine, benzer görünümde daha uygun fiyatlı yerel bir taşı önerebilir. 3 boyutlu çizimler üzerinde bu malzemelerin nasıl duracağı karşılaştırılır.
Detaylı bir uygulama projesi, aynı zamanda net bir maliyet hesabı çıkarılmasını sağlar. Hangi malzemeden kaç metrekare gideceği belli olduğu için, inşaat başlamadan önce toplam maliyet büyük oranda tahmin edilebilir. Bu da inşaat sırasında “paramız yetmedi, işi durdurduk” gibi kötü sürprizleri engeller. İyi planlama, her zaman paradan tasarruf ettirir.
Çizimden Uygulamaya Geçiş
Tüm çizimler bitti, ruhsat alındı. Artık inşaat başlayabilir. Peki, mimarın işi burada biter mi? Hayır. Yerinde mimarlık danışmanlığı şantiye başladığında da devam eder.
Mimar, şantiyeyi düzenli olarak ziyaret eder. “Şantiye denetimi” denilen bu iş, inşaatı yapan ekibin projeye sadık kalıp kalmadığını kontrol etmektir. Ustalar, planları doğru okuyor mu? Seçilen malzemeler mi uygulanıyor? Bir hata yapılıyor mu?
Mimar, uygulama sırasında çıkabilecek ufak tefek sorunlara anında müdahale eder. İnşaat ekibi ile işveren arasında bir köprü vazifesi görür. Bu denetim, işin sonunda ortaya çıkan binanın, o onayladığınız 3 boyutlu çizimler ile birebir aynı olmasının güvencesidir.
Bir yapı inşa etmek, ciddi bir iştir. Yerinde mimarlık danışmanlığı ile başlayan bir proje çizim süreci, bu ciddiyeti işin en başına taşır. Arsanın gerçeklerini hayallerinizle birleştirir. Teknik detayları, yasal zorunlulukları ve bütçenizi tek bir potada eritir. Profesyonel bir mimarla çalışmak, bu karmaşık işi keyifli bir hale getirir ve sonunda size sadece içinde mutlu yaşayacağınız bir mekan bırakır.
