Kıyamet; insanlığın varoluşundan bu yana en çok merak ettiği, en çok korktuğu ve en çok üzerine düşündüğü kavramlardan biri.
İskandinav Mitolojisi Ragnarök
İskandinav mitolojisinin en önemli olaylarından biri olan Ragnarök, tanrıların alacakaranlığı anlamına geliyor. Bu mitolojiye göre kıyamet, tanrılar ile devler arasındaki büyük bir savaşla gerçekleşecek. Bu savaşta Odin, Thor, Loki gibi bilinen pek çok tanrı hayatını kaybedecek. Ragnarök’ün ardından dünya sular altında kalacak ve yeniden doğuş yaşanacak. Bu yeniden doğuşta hayatta kalan tanrılar ve insanlar yeni bir dünya kuracaklar.
Ragnarök’ün belirtileri
İskandinav mitolojisinde Ragnarök’ün yaklaştığını haber veren birtakım belirtiler var. Bunlar arasında üç yıl sürecek dondurucu soğuklar, güneşin kararması, yıldızların düşmesi ve Midgard yılanının (Jörmungandr) denizden çıkması sayılabilir. Ayrıca tanrılar arasındaki çekişmelerin artması ve ahlaki değerlerin çöküşü de Ragnarök’ün habercisi olarak görülüyor.
Ragnarök’ün ardından
Ragnarök, yıkımın yanı sıra umudu da barındırıyor. Savaşın ardından hayatta kalanlar yeni bir dünyada, daha iyi bir düzende yaşayacaklar. Bu yeniden doğuş, kötülüklerin sona erdiği, barışın ve huzurun hakim olduğu bir dönemi simgeliyor.
Aztek Mitolojisi Beşinci Güneş Çağı
Aztek mitolojisinde dünya, beş farklı güneş çağından geçiyor. Her çağın sonunda dünya, farklı bir felaketle yok oluyor ve yeni bir çağ başlıyor. Şu anda içinde bulunduğumuz çağ, Beşinci Güneş Çağı olarak adlandırılıyor ve bu çağın sonunda da dünyanın yok olacağına inanılıyor.
Beşinci güneş Çağı’nın sonu
Aztek mitolojisine göre Beşinci Güneş Çağı’nın sonunda büyük bir deprem olacak ve güneş yeryüzüne düşecek. Bu felakette hayatta kalmanın tek yolu, tanrılara kurbanlar sunmak ve onların gazabını dindirmeye çalışmak.
Aztek mitolojisinde kurban ritüelleri
Aztekler, tanrıların gazabını dindirmek ve dünyanın sonunu ertelemek için çeşitli kurban ritüelleri gerçekleştirirlerdi. Bu ritüellerde genellikle tutsaklar veya gönüllü kişiler kurban edilirdi. En bilinen kurban ritüeli ise “kalp çıkarma” ritüeliydi. Bu ritüelde kurbanın göğsü yarılır ve atan kalbi çıkarılırdı.
Hinduizm Kali Yuga ve Kalki Avatar
Hinduizm’de zaman döngüsel olarak ilerler ve her döngünün sonunda dünya yok olur ve yeniden yaratılır. Şu anda içinde bulunduğumuz dönem Kali Yuga olarak adlandırılıyor ve bu dönemde ahlaki değerler çökmüş, kötülükler artmış durumda. Kali Yuga’nın sonunda Hindu tanrısı Vişnu’nun onuncu ve son avatarı olan Kalki dünyaya gelecek ve kötülüğü yok edecek.
Kalki avatar
Kalki, beyaz bir ata binmiş, elinde kılıçla tasvir edilen bir savaşçı figürüdür. Onun gelişi, Kali Yuga’nın sonunu ve yeni bir çağın başlangıcını müjdeler. Kalki, tüm kötülükleri yok edecek ve dünyayı adaletin ve doğruluğun hakim olduğu bir yer haline getirecek.
Hinduizm’de eeenkarnasyon inancı
Hinduizm’deki kıyamet inanışının temelinde reenkarnasyon inancı yatar. Bu inanca göre, her canlı ölümden sonra yeniden doğar ve bu döngü, kişi kurtuluşa ulaşana kadar devam eder. Kıyamet, bu döngünün sona erdiği ve yeni bir döngünün başladığı bir dönüm noktasıdır.
Hristiyanlık Kıyamet Günü
Hristiyanlıkta kıyamet, İsa Mesih’in ikinci gelişi ile gerçekleşecek. Bu olay, iyilerin ödüllendirilip kötü insanların cezalandırılacağı bir gün olacak. Hristiyan inancına göre, kıyamet gününde dünya yok olacak ve yerine yeni bir dünya yaratılacak. Bu yeni dünyada sadece Tanrı’nın istediği gibi yaşayanlar yer alacak.
Kıyamet alametleri
Hristiyanlıkta kıyametin yaklaştığını gösteren birtakım alametler olduğu düşünülüyor. Bunlar arasında savaşlar, kıtlıklar, salgın hastalıklar ve doğal afetler sayılabilir. Ayrıca ahlaki değerlerin çöküşü ve dinden uzaklaşma da kıyametin alametleri arasında yer alıyor.
İsa Mesih’in ikinci gelişi
Hristiyan inancına göre, kıyamet gününde İsa Mesih gökyüzünden yeryüzüne inecek ve tüm insanları yargılayacak. İyiler cennete gidecek, kötüler ise cehenneme gidecek. Bu inanış, Hristiyanların yaşam tarzlarını ve değerlerini büyük ölçüde etkiliyor.
İslam Kıyamet ve Ahiret İnancı
İslam’da kıyamet, Allah’ın emriyle gerçekleşecek olan ve dünyanın sonunu getirecek olan bir olaydır. Bu olaydan sonra insanlar dirilecek ve hesap vermek üzere mahşer meydanında toplanacaklar. İslam inancına göre, kıyamet gününde insanlar yaptıkları iyilikler ve kötülükler karşılığında ya cennete ya da cehenneme gidecekler.
Kıyamet alametleri
İslam’da kıyametin yaklaştığını gösteren birtakım alametler olduğu düşünülüyor. Bunlar arasında deccalin ortaya çıkışı, Hz. İsa’nın yeryüzüne inişi, güneşin batıdan doğması ve yerin alt üst olması gibi olaylar sayılabilir.
Ahiret inancı
İslam’da ahiret inancı, kıyamet inancının temelini oluşturuyor. Bu inanca göre, ölümden sonraki yaşamda insanlar yaptıklarından sorumlu tutulacaklar ve hak ettikleri karşılığı görecekler. Bu inanç, Müslümanların yaşam tarzlarını ve ahlaki değerlerini büyük ölçüde etkiliyor.
Maya Mitolojisi 2012 Kehaneti
Maya takviminin 2012 yılında sona ermesi, bazıları tarafından dünyanın sonunun geleceğine dair bir kehanet olarak yorumlandı. Ancak bu yorum, Maya mitolojisinin yanlış anlaşılmasından kaynaklanıyor. Maya takvimi, döngüsel bir yapıya sahip ve 2012 yılı, sadece bir döngünün sonunu ve yeni bir döngünün başlangıcını temsil ediyordu.
Maya takvimi ve zaman anlayışı
Mayalar, zamanı doğrusal değil, döngüsel olarak algılıyorlardı. Onlar için zaman, sürekli tekrar eden döngülerden oluşuyordu. Bu döngülerin her biri, belirli bir süreye sahipti ve sonunda yeni bir döngü başlıyordu. Maya takviminin 2012 yılında sona ermesi, sadece bir döngünün sonunu ve yeni bir döngünün başlangıcını ifade ediyordu.
2012 kehaneti ve popüler kültür
2012 kehaneti, popüler kültürde büyük ilgi gördü ve pek çok film, kitap ve belgesele konu oldu. Ancak bu kehanet, bilimsel bir temele dayanmıyordu ve Maya mitolojisinin yanlış anlaşılmasından kaynaklanıyordu.
Aborjin Mitolojisi Rüya Zamanı
Avustralya yerlileri olan Aborjinler, Rüya Zamanı olarak adlandırdıkları bir yaratılış mitine inanırlar. Bu mite göre, dünya, ataların ruhları tarafından yaratılmıştır ve bu ruhlar, hala dünyada varlıklarını sürdürmektedir. Rüya Zamanı, Aborjin kültürünün temelini oluşturur ve onların yaşam tarzlarını, inançlarını ve sanatlarını şekillendirir.
Rüya zamanı ve ataların ruhları
Aborjinlere göre, ataların ruhları, Rüya Zamanı’nda dünyayı dolaşmış ve çeşitli yer şekillerini, bitkileri ve hayvanları yaratmıştır. Bu ruhlar, hala dünyada varlıklarını sürdürmekte ve insanlarla iletişim kurmaktadır. Aborjinler, atalarının ruhlarına saygı duyarlar ve onların öğretilerini takip ederler.
Rüya zamanı ve aborjin sanatı
Rüya Zamanı, Aborjin sanatının da önemli bir kaynağıdır. Aborjin sanatçıları, resimlerinde, heykellerinde ve şarkılarında Rüya Zamanı’nı anlatır ve atalarının ruhlarını tasvir ederler. Bu sanat eserleri, Aborjin kültürünün önemli bir parçasıdır ve onların dünya görüşünü yansıtır.
Kızılderili Mitolojisi Beyaz Bufalo Kadını
Lakota Sioux kabilesine ait bir mit olan Beyaz Bufalo Kadını efsanesi, kıyametten ziyade umut, bereket ve manevi yeniden doğuş vurgusu taşır. Efsaneye göre, zor zamanlar geçiren Lakota halkına Beyaz Bufalo Kadını adında kutsal bir varlık görünür. Bu varlık, onlara kutsal bir pipo ve yedi kutsal töreni öğretir. Beyaz Bufalo Kadını, halkına bu törenleri yerine getirdikleri sürece refah içinde yaşayacaklarını ve manevi olarak güçleneceklerini söyler.
Beyaz Bufalo Kadını’nın öğretileri
Beyaz Bufalo Kadını’nın öğretileri, Lakota halkının yaşam tarzını ve inançlarını derinden etkilemiştir. Bu öğretiler, doğaya saygı, cömertlik, şefkat ve toplum içindeki dayanışma gibi değerleri vurgular. Beyaz Bufalo Kadını’nın öğretileri, aynı zamanda Lakota halkının manevi liderleri tarafından nesilden nesile aktarılmıştır.
Beyaz Bufalo Kadını’nın sembolizmi
Beyaz Bufalo Kadını, Lakota halkı için umut, bereket ve manevi yeniden doğuşun sembolüdür. Onun beyaz rengi, saflığı ve kutsallığı temsil eder. Beyaz Bufalo Kadını’nın öğretileri, Lakota halkına zor zamanlarda umut ve güç vermiştir.
Japon Mitolojisi Üç Felaket
Japon mitolojisinde kıyamet, “Üç Felaket” olarak bilinen üç büyük olayla gerçekleşeceğine inanılır. Bu felaketler şunlardır:
- Depremler: Japonya, depremlerin sıkça yaşandığı bir ülke olduğu için bu felaketin Japon mitolojisinde önemli bir yeri vardır.
- Yangınlar: Büyük yangınlar, şehirleri ve köyleri yok edebilecek kadar güçlüdür.
- Tsunamiler: Japonya’nın kıyı bölgeleri, tsunamilerin tehdidi altındadır. Bu nedenle tsunamiler, Japon mitolojisinde önemli bir yer tutar.
Üç felaketin ardından
Japon mitolojisine göre, Üç Felaket’in ardından dünya yok olacak ve yerine yeni bir dünya yaratılacak. Bu yeni dünyada sadece iyi ruhlar yaşayacak.
Japon mitolojisinde doğa ruhları
Japon mitolojisinde doğa ruhlarının (kami) önemli bir yeri vardır. Bu ruhlar, doğanın farklı güçlerini temsil eder ve insanlarla etkileşim içindedir. Japonlar, doğa ruhlarına saygı duyarlar ve onların gazabından korunmak için çeşitli ritüeller gerçekleştirirler.
Sümer Mitolojisi Tufan
Sümer mitolojisindeki Tufan hikayesi, diğer kültürlerdeki tufan mitleriyle benzerlikler gösterir. Bu mite göre, tanrılar, insanların günahlarından dolayı dünyayı suyla kaplayarak cezalandırmaya karar verirler. Ancak iyi kalpli bir insan olan Utnapiştim, tanrıların uyarısıyla bir gemi yapar ve ailesini ve çeşitli hayvanları bu gemiye alarak tufandan kurtulur.
Utnapiştim’in gemisi
Utnapiştim’in gemisi, Nuh’un Gemisi’ne benzer bir şekilde tasvir edilir. Bu gemi, tufan sularının yükselmesiyle birlikte tüm dünyayı dolaşır ve sonunda sular çekildiğinde bir dağın tepesine oturur. Utnapiştim, bir güvercin ve bir kırlangıç göndererek suların çekilip çekilmediğini kontrol eder.
Tufan mitinin evrenselliği
Tufan miti, sadece Sümer mitolojisinde değil, pek çok farklı kültürde de karşımıza çıkar. Bu mit, insanlığın ortak korkularını ve umutlarını yansıtır. Tufan, aynı zamanda bir cezalandırma ve arınma sembolüdür.