En Etkileyici 20 Mimarlık Yapısı

Mimarlık, insanlık tarihi boyunca yaratıcılığın, mühendisliğin ve sanatın birleştiği bir alan olmuştur. Uygarlıklar yükselip düşerken, geride bıraktıkları yapılar, onların zevklerini, inançlarını ve teknolojilerini yansıtan kalıcı miraslar olarak ayakta kalmıştır. Bugün, dünyanın dört bir yanında, geçmişin ihtişamını ve günümüzün yenilikçi ruhunu yansıtan sayısız mimari eser bulunmaktadır.

Tac Mahal, Hindistan

Aşkın ve özlemin beyaz mermerden bir anıtı olan Tac Mahal, Babür İmparatoru Şah Cihan tarafından, vefat eden eşi Mümtaz Mahal anısına yaptırılmıştır. 17. yüzyılda inşa edilen bu yapı, simetrisi, zarif detayları ve çevresindeki bahçelerle mükemmel bir uyumu ile göz kamaştırmaktadır. Yamuna Nehri kıyısında yükselen Tac Mahal, günün farklı saatlerinde değişen ışıkla birlikte adeta büyülü bir atmosfer yaratır. Yapının beyaz mermer yüzeyi, güneşin doğuşuyla birlikte pembemsi bir renk alırken, gün batımında altın sarısına dönüşür. Bu romantik ve hüzünlü hikaye, Tac Mahal’i dünyanın en çok ziyaret edilen ve fotoğraflanan yapılarından biri haline getirmiştir.

Sagrada Familia, İspanya

Barselona’nın silüetini domine eden Sagrada Familia, Antoni Gaudí’nin dehasının bir ürünüdür. 1882 yılında yapımına başlanan bu bazilika, hala tamamlanmamış olmasına rağmen dünyanın en ünlü mimari yapılarından biridir. Gaudí’nin organik mimari tarzını yansıtan Sagrada Familia, doğadan ilham alan kıvrımlı hatları, renkli camları ve sembolik heykelleriyle dikkat çekmektedir. Kilisenin iç mekanı, ormanı andıran sütunları, tavandaki yıldızları andıran süslemeleri ve ışık oyunlarıyla mistik bir atmosfer yaratmaktadır.

Gaudí, Sagrada Familia’yı tasarlarken doğayı örnek almış, ağaçları, bitkileri ve hayvanları inceleyerek onların formlarını mimariye uyarlamıştır. Kilisenin dış cephesinde yer alan heykeller, İncil’den sahneleri canlandırırken, kuleler ise havarileri, evangelistleri ve İsa’yı temsil etmektedir. Gaudí, Sagrada Familia’nın tamamlanmasının uzun yıllar alacağını biliyordu ve bu nedenle projenin gelecek nesiller tarafından devam ettirilmesini istedi.

Sidney Opera Binası, Avustralya

Sidney Limanı’nın simgesi haline gelen Sidney Opera Binası, 20. yüzyıl mimarisinin en tanınmış örneklerinden biridir. Danimarkalı mimar Jørn Utzon tarafından tasarlanan bu yapı, yelkenleri andıran özgün çatısıyla dikkat çekmektedir. Opera binasının inşası, 1959 yılında başlamış ve 14 yıl sürmüştür. İnşaat sırasında yaşanan teknik zorluklar ve maliyet artışları nedeniyle proje birçok kez eleştirilmiş, hatta Utzon istifa etmek zorunda kalmıştır. Ancak, tamamlandığında Sidney Opera Binası, tüm dünyada büyük beğeni toplamış ve Avustralya’nın simgesi haline gelmiştir.

Sidney Opera Binası, birden fazla performans alanına ev sahipliği yapmaktadır. Ana konser salonu, 2.679 kişi kapasiteli olup, dünyanın en büyük mekanik asma organına sahiptir. Opera Tiyatrosu ise 1.507 kişi kapasitelidir ve opera ve bale performanslarına ev sahipliği yapmaktadır. Bunların yanı sıra, binada drama tiyatrosu, oyun salonu ve stüdyo gibi daha küçük mekanlar da bulunmaktadır. Sidney Opera Binası, her yıl binlerce etkinliğe ev sahipliği yapmakta ve milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Burj Khalifa, Birleşik Arap Emirlikleri

Dubai’nin çöl kumları arasından yükselen Burj Khalifa, 828 metrelik yüksekliğiyle dünyanın en yüksek binasıdır. Amerikalı mimar Adrian Smith tarafından tasarlanan bu gökdelen, 2010 yılında tamamlanmıştır. Burj Khalifa, modern mimarinin ve mühendisliğin bir zaferi olarak kabul edilmektedir. Yapının tasarımı, İslam mimarisinden esinlenilmiş olup, çöl çiçeği Hymenocallis’in spiral şeklini andırmaktadır.

Burj Khalifa, sadece yüksekliğiyle değil, aynı zamanda içinde barındırdığı lüks konutlar, ofisler, oteller ve gözlem teraslarıyla da dikkat çekmektedir. Binanın 124. katında yer alan “At the Top” gözlem terası, Dubai’nin panoramik manzarasını sunmaktadır. 148. katta yer alan “At the Top, Burj Khalifa SKY” ise daha da yükseğe çıkarak ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatmaktadır. Burj Khalifa’da ayrıca, Armani Hotel Dubai ve dünyanın en yüksek restoranı At.mosphere gibi lüks mekanlar da bulunmaktadır.

Fallingwater, ABD

Doğayla iç içe geçmiş mimarinin en güzel örneklerinden biri olan Fallingwater, Amerikalı mimar Frank Lloyd Wright tarafından tasarlanmıştır. 1935 yılında tamamlanan bu ev, Pensilvanya’da, Bear Run Deresi üzerindeki bir şelalenin üzerine inşa edilmiştir. Wright, evi tasarlarken doğayla uyumu ön planda tutmuş ve yapının çevresindeki doğal unsurlarla bütünleşmesini sağlamıştır. Fallingwater, organik mimari anlayışının en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Fallingwater, terasları, balkonları ve pencereleriyle doğaya açılan bir yapıdır. Evin iç mekanı, doğal malzemelerin kullanımı ve açık plan tasarımıyla ferah ve aydınlık bir atmosfer sunmaktadır. Şelalenin sesi, evin her köşesinde duyulabilmekte ve doğayla bütünleşme hissini pekiştirmektedir. Fallingwater, sadece bir ev değil, aynı zamanda bir sanat eseri ve mimarlık tarihinin bir dönüm noktasıdır.

Eyfel Kulesi, Fransa

Paris’in sembolü haline gelen Eyfel Kulesi, 1889 yılında Gustave Eiffel tarafından Dünya Fuarı için inşa edilmiştir. 324 metre yüksekliğindeki bu demir kule, tamamlandığı dönemde dünyanın en yüksek yapısıydı. İnşaatı sırasında birçok eleştiriye maruz kalan Eyfel Kulesi, zamanla Paris’in ve Fransa’nın simgesi haline gelmiştir. Kulenin üç katında gözlem terasları bulunmakta ve buradan Paris’in panoramik manzarasını izlemek mümkündür.

Eyfel Kulesi, 19. yüzyıl mühendisliğinin bir başyapıtıdır. Yapımında 18.038 adet demir parça ve 2,5 milyon perçin kullanılmıştır. Kule, rüzgara ve diğer doğal etkenlere karşı dayanıklı olacak şekilde tasarlanmıştır. Eyfel Kulesi, günümüzde Paris’in en çok ziyaret edilen turistik mekanlarından biridir ve her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Petra, Ürdün

Kayalara oyulmuş antik bir şehir olan Petra, Nebatiler tarafından MÖ 4. yüzyılda inşa edilmiştir. “Kayıp Şehir” olarak da bilinen Petra, dar bir geçitten geçilerek ulaşılan gizli bir vadide yer almaktadır. Şehrin en ünlü yapısı, Hazine olarak bilinen El-Khazneh’dir. Bu anıtsal mezar, tamamen kumtaşına oyulmuştur ve Helenistik mimari tarzı ile dikkat çekmektedir.

Petra, bir zamanlar önemli bir ticaret merkeziydi. Şehir, Baharat Yolu üzerinde yer alması nedeniyle Doğu ve Batı arasında kültürel ve ticari bir köprü görevi görüyordu. Petra’da, tapınaklar, mezarlar, evler ve su kanalları gibi birçok yapı bulunmaktadır. Bu yapılar, Nebatilerin mimari ve mühendislik becerilerini gözler önüne sermektedir.

Colosseum, İtalya

Roma İmparatorluğu’nun ihtişamını yansıtan Colosseum, MS 80 yılında inşa edilmiş bir amfitiyatrodur. Gladyatör dövüşleri, hayvan avları ve diğer kamu gösterilerine ev sahipliği yapan Colosseum, 50.000 kişi kapasiteliydi. Yapının oval şekli, izleyicilerin gösterileri her açıdan izleyebilmelerini sağlıyordu. Colosseum, Roma mimarisi ve mühendisliğinin en önemli örneklerinden biridir.

Colosseum’un inşası, İmparator Vespasian tarafından başlatılmış ve oğlu Titus tarafından tamamlanmıştır. Yapımında traverten taş, tuğla ve mermer kullanılmıştır. Colosseum, yüzyıllar boyunca depremler, yangınlar ve yağmalamalar gibi birçok felakete maruz kalmıştır. Ancak, yapının büyük bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır.

Angkor Wat, Kamboçya

Güneydoğu Asya’nın en büyük dini yapısı olan Angkor Wat, 12. yüzyılda Kmer İmparatorluğu tarafından inşa edilmiştir. Hindu tanrısı Vişnu’ya adanmış olan bu tapınak kompleksi, mimari ve sanatsal zenginliğiyle göz kamaştırmaktadır. Angkor Wat, Khmer mimarisinin en önemli örneklerinden biridir ve Kamboçya’nın ulusal simgesi olarak kabul edilmektedir.

Angkor Wat, bir hendek ve dış duvarla çevrilidir. Tapınağın merkezinde yer alan ana kule, Meru Dağı’nı temsil etmektedir. Tapınağın duvarları, Hindu mitolojisinden sahneleri anlatan kabartmalarla süslüdür. Angkor Wat, Khmer İmparatorluğu’nun gücünü ve zenginliğini yansıtan bir yapıdır.

Chichen Itza, Meksika

Maya uygarlığının en önemli şehirlerinden biri olan Chichen Itza, Meksika’nın Yucatan Yarımadası’nda yer almaktadır. Şehir, MS 600 ile 1200 yılları arasında gelişmiş ve Maya kültürünün merkezi olmuştur. Chichen Itza’da, piramitler, tapınaklar, gözlemevleri ve diğer yapılar bulunmaktadır. Bu yapılar, Maya uygarlığının mimari ve astronomik bilgilerini yansıtmaktadır.

Chichen Itza, Maya uygarlığının en önemli şehirlerinden biriydi ve Meksika’nın Yucatan Yarımadası’nda bulunuyor. MS 600 ile 1200 yılları arasında gelişen bu şehir, Maya kültürünün merkezi konumundaydı. Chichen Itza’da piramitler, tapınaklar, gözlemevleri ve daha birçok yapı bulunuyor. Bu yapılar, Maya uygarlığının mimari ve astronomik bilgilerini yansıtıyor.

Chichen Itza’nın en ünlü yapısı ise Kukulkan Piramidi. Bu piramit, Maya takvimine göre inşa edilmiş ve güneş ve gölge oyunlarıyla ünlüdür. Özellikle ilkbahar ve sonbahar ekinokslarında, piramidin merdivenlerinde yılan gölgesi oluşuyor ve bu görüntü, Maya tanrısı Kukulkan’ın yeryüzüne inişini simgeliyor.

Machu Picchu, Peru

And Dağları’nın zirvesinde yer alan Machu Picchu, İnka uygarlığının gizemli bir şehridir. 15. yüzyılda inşa edilen bu şehir, İspanyol fethinden sonra yüzyıllarca unutulmuş ve 1911 yılında Amerikalı tarihçi Hiram Bingham tarafından yeniden keşfedilmiştir. Machu Picchu, dağlara uyumlu bir şekilde inşa edilmiş terasları, tapınakları, evleri ve su kanallarıyla dikkat çekmektedir. Şehrin nasıl ve neden inşa edildiği hala tam olarak bilinmemektedir, ancak İnka İmparatorluğu’nun önemli bir merkezi olduğu düşünülmektedir.

Machu Picchu’nun en etkileyici yapılarından biri, Güneş Tapınağı’dır. Bu tapınak, astronomik gözlemler için kullanılmış ve İnkaların güneşle olan ilişkisini yansıtmaktadır. Ayrıca, Kraliyet Mezarı, Üç Pencereli Tapınak ve Ana Meydan gibi yapılar da şehrin önemli bölümlerini oluşturmaktadır. Machu Picchu, İnka uygarlığının mimari ve mühendislik becerilerini gözler önüne seren bir başyapıttır.

Büyük Giza Piramidi, Mısır

Dünyanın yedi harikasından biri olan Büyük Giza Piramidi, MÖ 2560 yılında Firavun Keops için inşa edilmiştir. 146 metre yüksekliğindeki bu piramit, 2,3 milyon taş bloktan oluşmaktadır ve yapımının 20 yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. Büyük Giza Piramidi, mükemmel geometrisi, muazzam boyutları ve gizemli iç odalarıyla insanları yüzyıllardır büyülemektedir. Piramit, Firavun’un mezarı olarak inşa edilmiş ve içerisinde birçok değerli eşya bulunmaktadır.

Büyük Giza Piramidi’nin yanında, Firavun Kefren ve Mikerinos için inşa edilmiş iki küçük piramit daha bulunmaktadır. Ayrıca, piramitlerin yakınında, Sfenks olarak bilinen dev bir heykel yer almaktadır. Sfenks, aslan gövdeli ve insan başlı mitolojik bir yaratığı temsil etmektedir. Giza piramitleri, Antik Mısır uygarlığının gücünü ve mimari dehasını yansıtan etkileyici yapılardır.

Ayasofya, Türkiye

İstanbul’un tarihi yarımadasında yer alan Ayasofya, Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 6. yüzyılda inşa edilmiştir. “Kutsal Bilgelik” anlamına gelen Ayasofya, başlangıçta bir kilise olarak hizmet vermiştir. 1453 yılında İstanbul’un fethinden sonra camiye çevrilen Ayasofya, 1934 yılında müzeye dönüştürülmüştür. 2020 yılında ise tekrar cami olarak ibadete açılmıştır.

Ayasofya, mimari ve sanatsal zenginliğiyle göz kamaştırmaktadır. Yapının en belirgin özelliği, 31 metre çapındaki dev kubbesidir. Kubbe, pencere açıklıkları sayesinde havada asılı gibi görünmektedir. Ayasofya’nın iç mekanı, mermer sütunlar, mozaikler ve fresklerle süslüdür. Bu süslemeler, Bizans sanatının en güzel örneklerini oluşturmaktadır.

Potala Sarayı, Tibet

Tibet’in başkenti Lhasa’da yer alan Potala Sarayı, Dalai Lama’nın eski kışlık sarayıdır. 17. yüzyılda inşa edilen bu saray, Tibet Budizmi’nin merkezi ve Tibet kültürünün simgesi olarak kabul edilmektedir. Potala Sarayı, dağın eteğine inşa edilmiş ve beyaz duvarları, kırmızı çatıları ve altın süslemeleriyle dikkat çekmektedir.

Potala Sarayı, binlerce odadan oluşmaktadır ve içerisinde tapınaklar, kütüphaneler, müzeler ve yaşam alanları bulunmaktadır. Sarayın en kutsal bölümü, Dalai Lama’nın özel odasının bulunduğu Kızıl Saray’dır. Potala Sarayı, Tibet Budizmi’nin sanatsal ve kültürel zenginliğini yansıtan bir yapıdır.

Neuschwanstein Şatosu, Almanya

Almanya’nın Bavyera bölgesinde yer alan Neuschwanstein Şatosu, 19. yüzyılda Bavyera Kralı II. Ludwig tarafından yaptırılmıştır. Romantik mimari tarzında inşa edilen bu şato, masalsı görünümüyle dikkat çekmektedir. Neuschwanstein Şatosu, dağların zirvesinde yer almakta ve çevresindeki ormanlar ve göllerle birlikte büyülü bir atmosfer yaratmaktadır.

Neuschwanstein Şatosu, II. Ludwig’in hayallerini yansıtan bir yapıdır. Kral, şatoyu tasarlarken ortaçağ şövalyelerinin ve romantik operaların etkisinde kalmıştır. Şatonun iç mekanı, zengin süslemeleri, freskleri ve vitray pencereleriyle göz kamaştırmaktadır. Neuschwanstein Şatosu, Almanya’nın en çok ziyaret edilen turistik mekanlarından biridir ve her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Guggenheim Müzesi Bilbao, İspanya

İspanya’nın Bilbao şehrinde yer alan Guggenheim Müzesi, modern ve çağdaş sanata ev sahipliği yapan bir müzedir. 1997 yılında açılan müze, Amerikalı mimar Frank Gehry tarafından tasarlanmıştır. Titanyum kaplamasıyla dikkat çeken müze, organik ve fütüristik bir tasarıma sahiptir. Guggenheim Müzesi Bilbao, modern mimarinin en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Guggenheim Müzesi Bilbao, hem dış görünüşü hem de iç mekanıyla ziyaretçilerini etkilemektedir. Müzenin sergi alanları, farklı boyutlarda ve şekillerde tasarlanmıştır ve sanat eserlerinin en iyi şekilde sergilenmesini sağlamaktadır. Müzede, Picasso, Miró, Koons ve Serra gibi ünlü sanatçıların eserleri sergilenmektedir.

Lotus Tapınağı, Hindistan

Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de yer alan Lotus Tapınağı, Bahai dinine ait bir tapınaktır. 1986 yılında açılan tapınak, lotus çiçeği şeklindeki tasarımıyla dikkat çekmektedir. Tapınağın 27 adet mermer yaprağı bulunmakta ve bu yapraklar, dokuz giriş kapısı oluşturmaktadır. Lotus Tapınağı, barış, birlik ve hoşgörü sembolü olarak kabul edilmektedir.

Lotus Tapınağı’nın iç mekanı, sade ve ferah bir tasarıma sahiptir. Tapınakta hiçbir heykel veya resim bulunmamaktadır. Ziyaretçiler, tapınağın merkezinde yer alan meditasyon alanında sessizce dua edebilir veya düşünebilirler. Lotus Tapınağı, farklı dinlerden ve kültürlerden insanları bir araya getiren bir yapıdır.

The Shard, İngiltere

Londra’nın silüetini domine eden The Shard, 309,6 metre yüksekliğindeki bir gökdelendir. İtalyan mimar Renzo Piano tarafından tasarlanan bu yapı, 2012 yılında tamamlanmıştır. Cam cephesiyle dikkat çeken The Shard, Londra’nın en yüksek binasıdır ve Avrupa’nın en yüksek binaları arasında yer almaktadır.

The Shard, lüks konutlar, ofisler, oteller ve restoranlar barındırmaktadır. Binanın 72. katında yer alan “The View from The Shard” gözlem terası, Londra’nın panoramik manzarasını sunmaktadır. The Shard, Londra’nın modern ve dinamik ruhunu yansıtan bir yapıdır.

Marina Bay Sands, Singapur

Singapur’un en ünlü yapılarından biri olan Marina Bay Sands, lüks bir otel, alışveriş merkezi ve kumarhanedir. 2010 yılında açılan bu kompleks, üç kule üzerinde yer alan dev bir “gemi” şeklindeki tasarımıyla dikkat çekmektedir. Marina Bay Sands, Singapur’un modern ve lüks yaşam tarzını yansıtan bir yapıdır.

Marina Bay Sands’in en çarpıcı özelliği, üç kuleyi birleştiren ve 150 metre yükseklikte yer alan “SkyPark” adlı açık hava terasdır. Bu terasta, sonsuzluk havuzu, gözlem güvertesi ve restoranlar bulunmaktadır. Marina Bay Sands, Singapur’un en popüler turistik mekanlarından biridir ve her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

CCTV Genel Merkezi, Çin

Çin’in başkenti Pekin’de bulunan CCTV Genel Merkezi, Çin Merkez Televizyonu’nun (CCTV) ana binasıdır. 2012 yılında tamamlanan bu yapı, Hollandalı mimar Rem Koolhaas ve OMA mimarlık ofisi tarafından tasarlanmıştır. Gökdelen mimarisine yeni bir soluk getiren CCTV Genel Merkezi, alışılmışın dışında döngüsel formuyla dikkat çekmektedir. Bu özgün tasarım, binanın farklı açılardan farklı görünmesini sağlamaktadır. Bazen büyük, bazen küçük, bazen güçlü, bazen de yumuşak bir görünüme bürünen CCTV Genel Merkezi, Pekin’in mimari sembolleri arasında yerini almıştır.

CCTV Genel Merkezi, sadece estetik görünümüyle değil, aynı zamanda teknolojik özellikleriyle de ön plana çıkmaktadır. Yapının inşasında kullanılan ileri mühendislik teknikleri, depreme dayanıklılığını artırırken, enerji verimliliğini de sağlamaktadır. Binanın içinde, televizyon stüdyoları, ofisler, yayın merkezleri ve diğer tesisler bulunmaktadır. CCTV Genel Merkezi, Çin’in medya alanındaki gücünü ve teknolojik ilerlemesini simgeleyen bir yapıdır.

Tint Mimarlık ile Hayallerinizi Gerçeğe Dönüştürün

Yukarıda bahsettiğimiz yapılar, mimarinin insan hayal gücünün ve yaratıcılığının sınırlarını nasıl zorlayabileceğinin en güzel örnekleridir. Eğer siz de kendi evinizde veya iş yerinizde benzersiz bir atmosfer yaratmak istiyorsanız, Tint Mimarlık olarak size yardımcı olmaktan mutluluk duyarız. Ankara Çayyolu’nda bulunan ofisimizde, deneyimli mimarlarımız ve iç mimarlarımızla birlikte, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek için çalışıyoruz. Villa projeleri, detaylandırma ve uygulama konularında uzmanlaşmış ekibimiz, 200’den fazla proje geliştirmiş ve ödül almıştır.

İnsan ölçeğini ve kentsel ölçeği göz önünde bulundurarak 3 boyutlu çizimlerle projeler sunuyoruz. Ayrıca, maliyetlendirme ve icmal analizleri yaparak şeffaf bir raporlama sistemi sağlıyoruz. Tint Mimarlık olarak, mimariyi estetik kaygılarla birlikte insanlığa ve doğaya faydalı olma, sürdürülebilirlik gibi unsurları da göz önünde bulundurarak ele alıyoruz. İzmir, Eskişehir ve Muğla’da da hizmet veriyoruz. Detaylı bilgi ve iletişim için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Ayrıca okuyun: Altındağ Mimarlık Hizmeti

12/01 2025

Mimarlıkta Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) Nedir?

Mimarlık dünyası, tıpkı içinde yaşadığımız dünya gibi sürekli değişiyor ve gelişiyor. Eskiden sadece kağıt kalemle çizilen, iki boyutlu dünyaya sıkışmış projeler, yerini bilgisayar teknolojisinin nimetlerinden faydalanılan, üç boyutlu, hatta dört boyutlu modellere bırakıyor. Bu noktada karşımıza...

11/01 2025

Mimari Projelerde Bütçe Yönetimi Nasıl Yapılır?

Mimari projeler, yaratıcılığın ve mühendisliğin bir araya geldiği, hayalleri gerçeğe dönüştüren heyecan verici yolculuklardır. Ancak bu yolculukta, estetik kaygılar kadar önemli bir diğer unsur da bütçe yönetimidir. Ne de olsa, en güzel hayaller bile gerçekçi bir...

10/01 2025

Mimarlıkta Bina Akustiği ve Önemi

Mimarlık, sadece estetik kaygılarla şekillenen bir sanat dalı değildir. Bir yapının işlevselliği, dayanıklılığı ve içinde yaşayan insanların konforu da mimarinin temel taşlarını oluşturur. Bu unsurlar arasında, çoğu zaman göz ardı edilen, ancak yaşam kalitemizi doğrudan etkileyen...

Hemen Ara